Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 16

d. İmza yerine geçen işaretler

d.   İmza yerine geçen işaretler

Madde 16 - İmza atamayanlar, imza yerine usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla, parmak izi, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilirler.

Kambiyo senetlerine ilişkin hükümler saklıdır.

I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:

d) İmza makamına kaim olacak işaretler

Madde 15 - İmza vaz’ına muktedir olmıyan bir şahıs, imza yerine usulen tasdik olunmuş ve el ile yapılmış bir alâmet vazetmeğe yahut resmî bir şahadetname kullanmağa mezundur. Kambiyo poliçesine müteallik hükümler mahfuzdur.

II-) Madde Gerekçesi:

Madde 16 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 15 inci maddesini karşılamaktadır.

Tasarının iki fıkradan oluşan 16 ncı maddesinde, imza yerine geçen işaretler düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 15 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “d. İmza makamına kaim olacak işaretler” ibaresi, Tasarıda, “d. İmza yerine geçen işaretler” şeklinde değiştirilmiştir.

Tasarının 16 ncı maddesinde, imza yerine geçen işaretler düzenlenmekle birlikte, kambiyo senetlerine ilişkin hükümler saklı tutulmaktadır. Nitekim, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun poliçelere ilişkin 668 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre: “El yazısı ile olan imza yerine, mihaniki herhangi bir vasıta veya el ile yapılan veyahut tasdik edilmiş olan bir işaret yahut resmî bir şahadetname kullanılamaz.” Bu hüküm, aynı Kanunun 690 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yapılan yollama uyarınca, bonolar hakkında da uygulanır. Yine aynı Kanunun 730 uncu maddesinin (19) numaralı bendinde, poliçelere ilişkin 668 inci maddeye yapılan yollama uyarınca, çeklerde de imzanın keşideci tarafından elle atılması yasal bir zorunluluktur.

818 sayılı Borçlar Kanununun 15 inci maddesinde, imza atamayan kişilerin “usulen tasdik olunmuş ve el ile yapılmış bir alâmet vazetmeye yahut resmî bir şahadetname kullanmaya mezun” oldukları belirtildiği hâlde, Tasarının 16 ncı maddesinde, imza atamayanların “imza yerine, parmak izi veya usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla, el ile yapılmış bir işaret veya mühür” kullanabilecekleri öngörülerek, söz konusu maddenin, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzun 297 nci maddesindeki düzenlemeyle uyumlu bir hâle gelmesi sağlanmıştır.

III-) Adalet Komisyonu Değişiklik Gerekçesi:

Tasarının 16 ncı maddesinin birinci fıkrası, okuryazar olmadığı için parmak basanların sözleşmenin ya da senedin muhtevasından haberdar olmalarının temini için “İmza atamayanlar, imza yerine usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla, parmak izi, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilirler.” şeklinde değiştirilerek madde kabul edilmiştir.

Not: Tasarının 16. maddesinin 1. fıkrası Hükümetin teklif ettiği metinde şu şekilde kaleme alınmıştı:

“İmza atamayanlar, imza yerine parmak izi veya usulüne göre onaylanmış olması koşuluyla, el ile yapılmış bir işaret ya da mühür kullanabilirler.”

IV-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:

1-) OR:

d. Ersatz der Unterschrift

Art. 15

Kann eine Person nicht unterschreiben, so ist es, mit Vorbehalt der Bestimmungen über den Wechsel, gestattet, die Unterschrift durch ein beglaubigtes Handzeichen zu ersetzen oder durch eine öffentliche Beurkundung ersetzen zu lassen.

2-) CO:

d. Marques pouvant remplacer la signature

Art. 15

Il est permis à toute personne qui ne peut signer de remplacer sa signature par une marque à la main, dûment légalisée, ou par une attestation authentique; sont réservées les dispositions concernant la lettre de change.

V-) Yargı Kararları:

1-) YİBK, T: 12.11.1930, E: 29, K: 30: 

İmza vaz’ına muktedir olmayan veya yazı bilmeyen eşhas tarafından verilen senedata mevzu mühürler kanunun sarahati veçhile ihtiyar heyeti ve mahallince maruf iki şahıs tarafından tasdik edilmedikçe mezkûr senedatın medarı hüküm olamayacağı ekseriyetle takarrür etmiştir. (RG. 20.12.1930; S: 1677).

2-) Y. 3. HD, T: 08.03.2018, E: 2018/641, K: 2018/2204:

 “... 1-)Davacı tarafça delil olarak dayanılan harici senedin, davalılar murisinin parmak izini taşıdığı anlaşılmaktadır.

 Bilindiği üzere usul hukukunda senet bir ispat vasıtasıdır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, senedin kesin delil sayılabilmesi için borç altına giren kimse tarafından imza edilmiş olması gerekir. Kural bu olmakla beraber imza atmaya muktedir olmayan veya okuma yazma bilmeyen bir kimse HUMK 297. maddesi gereğince imza yerine parmak izi kullanabilir. Ancak bu durumda, senetteki parmak izinin borçluya aidiyeti ve bizzat borçlu tarafından basıldığının ihtiyar kurulunca ve o yerde tanınmış iki tanık tarafından onaylanması gerekir. Bu madde hükmünün parmak izli belgenin düzenlenme şekli ve şartları konusunda öngördüğü kural, geçerlilik şekli olmayıp ispat koşuludur. Bu nedenle anılan madde hükmüne uygun biçimde onaylanmamış olan bir senetteki parmak izinin borçlu tarafından kabul (ikrar) edilmesi halinde, senet yine geçerli sayılır ve kesin delil teşkil eder.( HGK 18.01.1978 gün 7/228 E. 12 K.S.K.) Çünkü böyle bir halde senet içeriği (muhtevası) borçlu tarafından kabul edilmiş ve benimsenmiş demektir. Buna karşılık senetteki parmak izinin inkarı halinde, onama işleminin yasanın gösterdiği şekilde yapılmış olması gerekir. Aksi halde bu senedin hiçbir ispat değeri olmaz ve usulce geçerli kabul edilemez, yani yok sayılır. (HGK 11.12.1971 gün 4/937 E.740 K.; HGK 20.11.1974 gün 7-830 E. 1226 K.)

 ... usulün 297. maddesine uygun biçimde onaylanmamış olan bir borçlu tarafından inkar edilen parmak izli senet yazılı delil başlangıcı da sayılamaz. Bu halde davacı, iddiasını tanık ile de ispat edemez. ...”

 Not: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 206. maddesine tekabül etmektedir.


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X