Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 43

b. Ölüm, ehliyetsizlik ve diğer durumlar

b.   Ölüm, ehliyetsizlik ve diğer durumlar

Madde 43 - Hukuki işlemden doğan temsil yetkisi, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça veya işin özelliğinden anlaşılmadıkça, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona erer.

Bu hüküm, bir tüzel kişiliğin sona ermesi durumunda da uygulanır.

Tarafların karşılıklı kişisel hakları saklıdır.

I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:

b) Ölüm ve ehliyetsizliğin ve sairenin hükümleri1

Madde 35 - Hilâfı iki tarafça kararlaştırılmış yahut maslahatın mahiyetinden istidlâl olunmuş olmadıkça hukuki bir muameleden mütevellit temsil salâhiyeti mümessilin yahut temsil edilenin vefatı veya gaiplik hükmünün ilânı veya medenî hakların kullanılması salâhiyetinin izaası yahut ikisinden birinin yahut her ikisinin iflâs ilân etmesiyle, nihayet bulur.

Bir hükmî şahsın mevcudiyeti hitam bulduğu yahut bir şirket fesh olunduğu takdirde de hüküm yine böyledir.

İki tarafın birbirine karşı haiz oldukları şahsî haklar mahfuz kalır.

II-) Madde Gerekçesi:

Madde 43 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 35 inci maddesini karşılamaktadır.

Tasarının üç fıkradan oluşan 43 üncü maddesinde, temsil olunanın veya temsilcinin ölümünün, ehliyetsizliğinin ve diğer durumların temsil ilişkisi üzerindeki etkileri düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 35 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “b. Ölüm ve ehliyetsizliğin ve sairenin hükümleri” şeklindeki ibare, Tasarının 43 üncü maddesinde, “b. Ölüm, ehliyetsizlik ve diğer durumlar” şeklinde değiştirilmiştir.

Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.

III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:

1-) OR:

b. Einfluss von Tod, Handlungsunfähigkeit u.a.

Art. 35

1 Die durch Rechtsgeschäft erteilte Ermächtigung erlischt, sofern nicht das Gegenteil vereinbart ist oder aus der Natur des Geschäftes hervorgeht, mit dem Tod, der Verschollenerklärung, dem Verluste der Handlungsfähigkeit oder dem Konkurs des Vollmachtgebers oder des Bevollmächtigten.

2 Die nämliche Wirkung hat die Auflösung einer juristischen Person oder einer in das Handelsregister eingetragenen Gesellschaft.

3 Die gegenseitigen persönlichen Ansprüche werden hievon nicht berührt.

2-) CO:

b. Effets du décès, de l’incapacité, etc.

Art. 35

1 Les pouvoirs découlant d’un acte juridique s’éteignent par la mort, la déclaration d’absence, la perte de l’exercice des droits civils et la faillite du représenté ou du représentant, à moins que le contraire n’ait été convenu ou ne résulte de la nature de l’affaire.

2 Il en est de même lorsqu’une personne morale cesse d’exister, ou lorsqu’une société inscrite au registre du commerce est dissoute.

3 Les droits personnels des parties l’une envers l’autre demeurent réservés.

IV-) Yargı Kararları:

1-) YİBK, T: 07.12.1940, E: 20, K: 87: 

bkz. madde 513, no: IV.

2-) Y. 12. HD, T: 14.05.2015, E: 2014/34770, K: 2015/13592: 

“… Alacaklı tarafından borçlu hakkında, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçlu tarafından, mahkemece 17/04/2012 tarihinde alacaklı şirketin feshine karar verildiği ve kararın 09/10/2012 tarihinde kesinleştiği, alacaklı şirket müdürlerinin şirketi temsil yetkisinin 06/05/2013 tarihinde sona erdiği, takip alacaklısı şirket müdürlerinin temsil yetkilerinin sona ermiş olması sebebiyle dosya alacaklısı şirket vekili Avukatın da vekillik görevinin de sona erdiği, 18/04/2014 tarihli haciz kararı ile 01/08/2014 tarihli haciz kararının iptal edilmesi için mahkemeye şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

 6102 Sayılı TTK’nun … 636. maddesinde haklı sebeplere binaen şirket ortağı ya da ortaklarınca açılacak şirketin feshine ilişkin dava sonucunda fesih kararı verilmesinin şirketin sona ermesi sebeplerinden biri olduğu, sona ermenin sonuçlarına ilişkin anonim şirketler hakkındaki hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. 636. maddenin yollamada bulunduğu 533. maddede ise sona eren şirketin tasfiye haline gireceği, tasfiye hâlindeki şirketin, pay sahipleriyle olan ilişkileri de dâhil, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini koruyacağı ve ticaret unvanını "tasfiye hâlinde" ibaresi eklenmiş olarak kullanacağı, bu hâlde organlarının yetkilerinin TTK’nın 540. ve devamındaki maddelerde açıklanan tasfiye amacıyla sınırlı olduğu düzenlenmiştir.

 Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 43.maddesinde hukuki işlemden doğan temsil yetkisi, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça veya işin özelliğinden anlaşılmadıkça, temsil olunanın veya temsilcinin ölümü, gaipliğine karar verilmesi, fiil ehliyetini kaybetmesi veya iflas etmesi durumlarında sona ereceği ve aynı maddesinin 2. fıkrasında bu hükmün, bir tüzel kişiliğin sona ermesi durumunda da uygulanacağı belirtilmiştir.

 Alacaklı şirketin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … ilamı ile feshine ve tasfiyesine karar verildiği, söz konusu kararın 09/10/2012 tarihinde kesinleştiği, … şirketi temsile yetkili şirket müdürleri ...’nın 06/05/2013 tarihi itibari ile yetkilerinin sona erdiği ve yeniden şirkete müdür atamasının yapılmadığı anlaşılmıştır.

 Alacaklı şirketin temsile yetkili müdürleri tarafından şirket feshedilmeden önce verilen vekaletnameye istinaden borçlunun mallarına haciz konulmuştur. TTK’nun 636. maddesinin atfı ile 533/2. maddesinde öngörüldüğü üzere şirketin tüzel kişiliği tasfiye sonuna kadar devam edeceğinden ve vekilin temsil yetkisi de TBK’nun 43/2. maddesine göre tüzel kişilik sona ermesi halinde sona ereceğinden, alacaklı şirketin mahkeme kararı ile feshedilmiş olması ve bu feshin kesinleşmiş olması daha önce şirketin yetkili müdürlerince yetkileri dahilinde verilmiş olan vekaleti sona erdirmeyecektir.

 O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. …”

3-) Y. 4. HD, T: 16.10.2014, E: 2013/16444, K: 2014/13161:

“… Davalı ..., tazminat davası sona ermeden önce ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile bir yılı aşkın hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olmakla yasal kısıtlılık altına girmiştir. Davalının mahkum olduğu hapis cezasının miktarı da dikkate alındığında; kendisine bir vasi atanması gerekmektedir. 6098 sayılı TBK’nın 43 ve 513 (818 sayılı BK’nın 35 ve 397) maddeleri hükümlerine göre sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Böylece Avukat ...’ın ceza kararının kesinleşmesinden itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil yetkisi kalmamıştır. Yasal kısıtlı durumunda bulunan davalıya, Türk Medeni Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği; Türk Medeni Kanunu’nun 471. maddesindeki "Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar" hükmü uyarınca, şartla tahliye olup olmadığı araştırılmalı; kısıtlılık halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda bir vasi tayin edilmemiş ise; öncelikle bu eksiklik tamamlattırılmalı ve sonra mahkeme kararı vasiye kanuni süre içinde mahkeme hükmünü ayrıca temyiz edebileceği’’ ihtarı ile tebliğ edilmeli; temyiz isteminde bulunulması durumunda gerekli işlemler yapılarak dosyanın gönderilmesi sağlanmalıdır. …”

1. Not: Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa Mahkemesinin T: 22.03.2023, E: 2022/105, K: 2023/54 sayılı kararı ile TMK m. 407/f. 1’in Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, maddenin ikinci fıkrasının 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin 4. fıkrası gereğince iptaline, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir (RG: 23.06.2023; S: 32230).

2. Not: Anayasa Mahkemesinin T: 22.03.2023, E: 2022/105, K: 2023/54 sayılı kararı ile TMK m. 471’in 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin 4. numaralı fıkrası gereğince iptaline, iptal hükmünün Anayasa’nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir (RG: 23.06.2023; S: 32230).


1   Maddenin Düstur’daki “B” şeklindeki kenar başlığı, “b” olarak anlaşılmalıdır.

 

 

Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X