2-) CO:
III. Dispositions spéciales réservées
Art. 40
Sont réservées les dispositions spéciales sur les pouvoirs des représentants et organes de sociétés, ainsi que des fondés de procuration et autres mandataires commerciaux.
IV-) Yargı Kararları:
1-) Y. 12. HD, T: 11.09.2017, E: 2016/18252, K: 2017/10387:
“… Takibe konu çekin keşide tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 547/1 maddesinde ticari temsilci “Ticari temsilci, işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye dair işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir” şeklinde tanımlanmıştır.
Ticari temsilcinin, temsil yetkisinin kapsamı kanunda tam olarak belirlenmiştir. Bu haliyle ticari temsilcilik, sınırı kanunla çizilmiş iradi bir temsil yetkisidir. Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili olup açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz (TBK 548).
Ticari temsilci, ticaret siciline tescil olunur. Ancak işletme sahibi tescilden önce de temsilcinin yaptığı işlemden sorumludur (TBK. 548/2).
İşletme sahibinin, ticari temsilci dışında, duruma göre başka yardımcılardan da yararlanması mümkündür. Bu yardımcılardan, konumu ve yetkileri bakımından, ticari temsilciye en çok benzeyeni ticari vekildir.
Ticari temsilci gibi ticari vekil de, TBK’nun 40 vd. maddelerinde düzenlenmiş temsilin ticari hayatın ihtiyaçlarına uydurulmuş bir türüdür. Dolayısıyla ticari vekâlet, ticari temsilcilik gibi tek taraflı hukuki işlemle verilen bir temsil yetkisini içerir.
TBK 551. maddesinde bu husus “Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.
Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu hükümden hareketle ticari temsilci ile ticari vekil arasındaki farkları ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:
Ticari temsilci, bir işletmenin tüm işlerini idare etmekle görevlendirildiğinden, onun, işletmenin hem olağan hem olağanüstü nitelikteki bütün işleri yapmaya yetkisi vardır. Buna karşılık genel yetkili ticari vekil, işletmenin sadece olağan (mutad) işleriyle sınırlı temsil yetkisine sahiptir. Olağanüstü işlemleri yapabilmesi için, işletme sahibinin özel yetkisine ihtiyaç vardır. Belli bir işin ya da işlemin ifasıyla görevlendirilen sınırlı (özel) yetkili vekillerin sahip oldukları temsil yetkilerinin kapsamı ise, kendilerine bırakılan iş ya da işlemin niteliğine göre belirlenir.
Ticari vekil, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamaz, kambiyo taahhütlerinde bulunamaz ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemez (TBK 551/2) Oysa ticari temsilci, bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahiptir.
Nihayet, ticari temsilcinin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken, ticari vekilin temsil yetkisi sicile tescil edilemez (HGK’nun 19.06.2013 tarih ve 2013/12-2 esas, 2013/866 karar sayılı kararı).
Bununla birlikte, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 449/3 maddesi, esnaf işletmelerine ticari temsilci atanmasına olanak tanımakta iken bu husus 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’na alınmamıştır. Dolayısıyla hem ticari temsilci hem de ticari vekil sadece ticari işletme için tayin edilebilir.
Diğer taraftan esnaf faaliyetlerini yürüten kişinin, 6098 Sayılı TBK’nun 40. vd. maddeleri uyarınca, kendisine, temsilci tayini mümkün ise de temsilcinin, kambiyo taahhüdünde bulunması aynı kanunun 504/3. maddesi uyarınca, vekâlette, özel olarak yetkili kılınmasına bağlıdır.
Somut olayda, takip alacaklısı, takibe konu çekin, … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı vekâletnamesi kapsamında ticari temsilci ... tarafından keşide edildiğini iddia etmiştir. Takip borçlusunun, takibe konu çekteki imzanın ...’ya ait olmadığı yönünde itirazının bulunmaması karşısında, başvuru bu haliyle borca itiraza ilişkindir.
… 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı vekâletnamesinde, ...’nun ...’ya açıkça kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi vermediği görülmektedir. Takip borçlusu ...’nun, kendisinin esnaf olduğunu iddia etmesi karşısında, Mahkemece, takip borçlusu ...’nun, çek keşide tarihi itibariyle, esnaf mı ticari işletme sahibi mi olduğu araştırılıp, araştırma neticesinde elde edilecek sonuca karar verilmesi gerekirken bu husus araştırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. …”