e. Ödemenin kabulünü isteme
e. Ödemenin kabulünü isteme
Madde 593 - Borçlunun iflası sebebiyle olsa bile, borç muaccel olduğu takdirde kefil, alacaklıdan yapacağı ödemeyi kabul etmesini her zaman isteyebilir. Bir borca birden çok kişinin kefil olması durumunda alacaklı, kefillerden biri tarafından yapılacak kısmi ödemeyi, bunu öneren kefile düşen paydan az olmamak koşuluyla, kabul etmek zorundadır.
Alacaklı haklı bir sebep olmaksızın ödemeyi kabul etmekten kaçınırsa, kefil borcundan kurtulur; birlikte müteselsil kefalette ise, kefillerin sorumluluğu kendilerine düşen pay miktarınca azalır.
Alacaklının rızası varsa kefil, asıl borcu muaccel olmasından önce de ödeyebilir. Ancak, bu durumda kefil, asıl borçluya karşı rücu hakkını borcun muaccel olmasından önce kullanamaz.
I-) 818 Sayılı Borçlar Kanunu:
3 - Tediyeyi kabule veya kefaletten tahlise mütedair haklar
Madde 501 - Borç muacceliyet iktisap edince, kefil her zaman alacaklıyı borcun ifasını kabule veya kendisini kefaletten tahlise icbar edebilir. Alacaklı edayı kabul etmez yahut haiz olduğu teminatı ita ve nakilden imtina eylerse kefil kendiliğinden kurtulur.
II-) Madde Gerekçesi:
Madde 593 - 818 sayılı Borçlar Kanununun 501 inci maddesini kısmen karşılamaktadır.
Tasarının üç fıkradan oluşan 593 üncü maddesinde, kefilin ödemenin kabulünü isteme hakkı düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 501 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan “3. Tediyeyi kabule veya kefaletten tahlise mütedair haklar” şeklindeki ibare, Tasarıda, “e. Ödemenin kabulünü isteme” şeklinde değiştirilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasına göre, borçlunun iflâsı sebebiyle olsa bile, borç muaccel olduğunda, kefil, alacaklıya yaptığı ifanın kabul edilmesini isteyebilecektir. İkinci cümlede ise, borç için birden fazla kefilin bulunması hâlinde alacaklının kısmî ifayı kabul etme zorunluluğu öngörülmüştür. Ancak, bu durumda kefil, en az kendisine düşen payı ödemeyi önermek zorundadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, alacaklının haklı bir sebep olmaksızın ödemeyi kabulden kaçınması durumunda, kefilin borcundan kurtulacağı; birlikte müteselsil kefalette ise, kefillerin sorumluluğunun kendilerine düşen pay miktarınca azalacağı belirtilmiştir.
Maddenin son fıkrasında, alacaklının rızası varsa kefilin, asıl borcu muaccel olmasından önce de ödeyebileceği; ancak, bu durumda asıl borçluya karşı rücu hakkını borcun muaccel olmasından önce kullanamayacağı kabul edilmiştir.
Maddenin düzenlenmesinde, kaynak İsviçre Borçlar Kanununun 504 üncü maddesi göz önünde tutulmuştur.
III-) Kaynak İsviçre Borçlar Kanunu:
1-) OR:
f. Anspruch auf Zahlungsannahme
Art. 504
1 Ist die Hauptschuld fällig, sei es auch infolge Konkurses des Hauptschuldners, so kann der Bürge jederzeit verlangen, dass der Gläubiger von ihm Befriedigung annehme. Haften für eine Forderung mehrere Bürgen, so ist der Gläubiger auch zur Annahme einer blossen Teilzahlung verpflichtet, wenn sie mindestens so gross ist wie der Kopfanteil des zahlenden Bürgen.
2 Der Bürge wird frei, wenn der Gläubiger die Annahme der Zahlung ungerechtfertigterweise verweigert. In diesem Falle vermindert sich die Haftung allfälliger solidarischer Mitbürgen um den Betrag seines Kopfanteils.
3 Der Bürge kann den Gläubiger auch vor der Fälligkeit der Hauptschuld befriedigen, wenn dieser zur Annahme bereit ist. Der Rückgriff auf den Hauptschuldner kann aber erst nach Eintritt der Fälligkeit geltend gemacht werden.
2-) CO:
f. Droit d’imposer le paiement
Art. 504
1 Dès que la dette est exigible, même par suite de la faillite du débiteur, la caution peut demander en tout temps au créancier d’en accepter le paiement. Si la dette est garantie par plusieurs personnes, le créancier est tenu d’accepter même un paiement partiel, pourvu que celui-ci représente au moins la part afférente à la caution qui l’offre.
2 Si le créancier refuse indûment d’accepter le paiement, la caution est libérée. La responsabilité des cautions solidaires se réduit alors du montant de sa part.
3 Si le créancier y consent, la caution peut le désintéresser même avant l’exigibilité de la dette. Elle ne peut cependant exercer son droit de recours contre le débiteur avant que la dette ne soit exigible.